Değerli basın mensupları,
Şu anda Genel Merkezimizde, 81 ilimizde ve tüm ilçelerimizde eş zamanlı olarak gerçekleştirdiğimiz bu
basın açıklamasıyla, kadın ve çocuk hakları açısından 2020 yılını değerlendireceğiz.
HÜKÜMETİN ‘’2020 CİNSİYET EŞİTLİĞİ’’ KARNESİ
Ocak ayında;
-27 kadın cinayeti ve 7 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.
-Yıldız Teknik Üniversitesi profesörü Bedri Gender, Elazığ depremin gerekçesinin çocuk yaşta
evlendirmenin yasaklanması olduğunu açıkladı. İlgili kişi hakkında üniversite tarafından inceleme
başlatıldı.
-“Deve sidiği şifalıdır” şeklinde garip açıklamalar yapan Yalova Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan
Doç. Dr. Ebubekir Sifil, bu defa da erkeğin birden fazla eşinin olabileceğini söyledi, bunun meşru
olduğunu iddia etti.
-Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, üniversiteler ve ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından desteklenen bir
bilim projesinin afişinde “erkek öğrencilere yöneliktir” yazdı ve kız öğrencileri yok saydı.
-Düzce Kaynaşlı Belediye Başkanı Birol Şahin, Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı hakkında kadın
düşmanı açıklamalar listesine bir yenisini ekledi ve kadın sporcuların kendini teşhir ettiğini iddia etti ve
“Dünya şampiyonu olsan ne yazar. Dinimize göre kadınlar kendi aralarında spor yapabilirler, erkekler
huzurunda açık saçık olarak değil” dedi.
-Dünyanın dört bir yanında gerçekleştirilen Las Tesis eyleminde kadınlara karşı şiddet uygulanan “tek”
ülkenin Cumhurbaşkanı, başka ülkelerdeki polisler hakkında “coplarla bayanları dövüyorlar, bunları
ekranlardan izledik. Türk polisi yapsa dünyayı ayağa kaldırırlar” dedi.
Şubat ayında;
-22 kadın cinayeti ve 12 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.
-Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sözde kadına şiddetle mücadele kapsamında kurduğu aile ve dini rehberlik
bürolarına başvuran kadınlara, akla ziyan tavsiyelerde bulunduğu ortaya çıktı. Basındaki habere göre;
görevli kişi, şiddet nedeniyle boşanmak isteyen bir kadına “Dayanılmaz hale geldiyse, büyüklerinizle
istişare edin. Biz diyoruz ki aile büyükleriyle sıkıntıyı aşmaya çalışın” diyor. Şiddete maruz kalındığında
ise polisi aramak yerine “Uygun dille sebebini sorun. Çok büyük bir sorun değil bu, konuşarak
çözebilirsiniz.” önerisinde bulunuyor. “Şiddet gördüğümde ne yapmam gerekir?” diye soran kadına ise
“Vurursa tepki vermeyin, oradan uzaklaşın. Odanıza çekilin. ‘Nasıl istiyorsan öyle yapayım’ diye olayı
örtmeye çalışın, ama uygun zamanda açın. Suçlayıcı dille konuşmayın. Konuşmanın sonunda ‘Peki,
polisi aramak gerekir mi?’ diye sorulduğunda ise telefondaki kişi “Yok, bu tür şeyleri çözersiniz inşallah.
Allah’a emanet olun…” diyor.
-Adalet Bakanlığı’nın ikinci yargı paketi çalışmasına göre, aile uyuşmazlıklarına da zorunlu arabuluculuk
getirilmesi hedefleniyor. Boşanmalarda şiddet varsa arabuluculuk olmaması gerektiği halde,
‘’mahkemelerin iş yükünün hafifletilmesi’’ gerekçe olarak sunuluyor.
Bir yanıt yazın