Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın ardından üniversite tercihleri için çok az bir zaman kaldı. Öğrenciler aldıkları puana göre istedikleri bölümü ve okulu tercih edecekler. Peki tercih dönemi psikolojik olarak öğrencileri nasıl etkiliyor, aileler bu durumda ne yapmalı? Klinik Psikolog Ayşe Topak, tercih sürecinin de sınava hazırlık ya da sınav süreci kadar kaygılı olabileceğinin ve bunun doğal bir süreç olduğunun altını çiziyor.
Ortalama 3 milyon 300 bin adayın katılım gösterdiği Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın ardından tercih dönemi yaklaştı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da adayları heyecanlı bir tercih süreci bekliyor. Bazı adaylar süreci daha rahat atlatırken bazı adaylar kararsız kalabiliyor ve tercih döneminde gerginlik, stres, kaygı yaşayabiliyor. Moodist Hastanesi’nden Klinik Psikolog Ayşe Topak, üniversite tercih sürecinin öğrencileri sınava hazırlık ve sınavın kendisi kadar kaygılandırabileceğini belirtiyor. Topak şöyle devam ediyor: “Yapılacak tercih kişinin geleceğini belirleme noktasında önemli bir karar olacağından öğrencinin kendi becerilerine, ilgi alanlarına en uygun tercihleri yapması çok önemli. Adayların şimdi seçecekleri alanlar ileride yapacakları meslekleri belirleyecek. Bu nedenle tercih yapacak her adayın kendini iyi tanıması, ileride yapmaktan zevk alacağı, mutlu olacağı mesleklere yönelik tercih yapması yararlı olacaktır.”
Aileler tercih dönemi ne yapmalı?
Tercih dönemi adaylar için sancılı olsa da aileler de aynı heyecanı yaşıyor. Çoğu adayın ailelerinden farklı istek ve beklentileri var, bu durum bazen aday ve ailesi arasında anlaşmazlıklara neden olabiliyor. Klinik Psikolog Ayşe Topak, farklı istek ve beklentiler nedeniyle anlaşmazlıklara neden olan bu durum hakkında şu öneride bulunuyor: “Yapılacak tercih adayın hayatını etkileyeceğinden tercihin adayın isteği doğrultusunda yapılması çok önemli. Adayın tercihi göz ardı edilerek ailesi tarafından farklı bölümlere ya da okullara yönlendirilmesi adayın gelecekteki mesleğini ve en önemlisi hayatını etkileyecek. Bu nedenle aileler tabi ki kendi çocuklarının yeteneklerini, iyi oldukları alanları yakından gözlemledikleri için bu doğrultuda önerilerde bulunabilirler. Ancak kendi arzularını önceliklendirerek yönlendirme yapmaları çok doğru olmayacaktır.”
Editöre Not: Özel Moodist Hastanesi, Şubat 2016’dan bu yana, 10 bin 200 metrekare kapalı alana sahip, 8 katlı modern binasında hizmet veriyor. Moodist, 75 yatak kapasitesi, suit ve konforlu hasta odaları, erişkin ve çocuk poliklinikleri, bağımlılık, kadın ruh sağlığı, acil psikiyatri bölümleri ve tüm psikolojik tanı testleriyle ruh sağlığına yönelik bilim ve teknolojinin gerektirdiği koşulları sağlayan, insan odaklı, tam teşekküllü özel bir psikiyatri hastanesidir. Moodist’in akademik kimliğe sahip profesör, uzman psikiyatr ve psikologlardan oluşan tedavi kadrosunda ayrıca; nöroloji, anestezi, iç hastalıkları uzmanı, diyetisyen ve tecrübeli sağlık personeli de bulunuyor.
Bir yanıt yazın