MENÜ ☰
Eksper Haber » GÜNDEM, Kartal, Manşet » ORHAN İSPEKTER ” Sözlerim Meclisten içeri”
ORHAN İSPEKTER ” Sözlerim Meclisten içeri”

DOĞADAN ÖZÜR DİLİYORUZ

Kartal’ın sevilen iş insanlarından ve bir döneme siyasi damgasını vurmuş isimlerinden birisi Orhan ispekter…
Kartal’da bulunan Dragos Botanik Bahçe ismini verdiği işyerinde bir araya geldiğimiz İspekter’le tabiri caizse gündeme damgasını vuracak bir söyleşi gerçekleştirdik.


Bir dönem Kartal Belediye Başkan yardımcılığı ve Meclis üyeliği yapmış olan İspekter hem asıl işi olan Botanik ve Bahçe düzenleme sektörüne ve günümüz siyasetine değindi.


Sözlerine ;
1966 Kayseri doğumluyum diyerek başlayan ispekter şöyle devam etti;
İlk Orta ve Lise tahsilimi Kayseride tamamladım ve 1988’de İstanbul Üniversitesinden mezun oldum.
2 yıl pansiyon işletmeciliği yaptıktan sonra yüksek lisans öğrenimim için yeniden Üniversite yıllarına geri döndüm.
1994 yılında Politika,Ekonomi ve hukuk alanında yaptığım yüksek lisansımı tamamladım.Türkiye Doğa Ekonomi Vakfı Başkanlığı ve Türkiye Çevre Eğitim Vakfı Kurucu Üyeliği ve Mavi Bayrak Projelerinde görev aldım.

”DOĞADAN ÖZÜR DİLİYORUZ”
Dragos botaniği 1994 yılında kurduk. Aslında yapmış olduğumuz işle bir nevi doğadan özür diliyoruz…
Kentleşme ve Şehirleşme adı altında, kesilerek yok edilen doğayı Peyzaş adı verdiğimiz işimizle yeniden bahçelerde kurmaya çalışıyoruz ve insanlara aşılıyoruz .
Dragos botanikte ,ithal bitki yok ürünlerimiz tamamen yerli bitkilerden oluşuyor .
Kendi üretmiş olduğumuz bitkileri yetiştiriyoruz .İl dışında da bahçe düzenlemeler anlamında bir çok illerde hizmet vermekteyiz.
Siz doğaya ne verirseniz doğada size bütün ihtişamıyla tüm güzelliklerini sunar .Dragos botanik olarak insanlara bitkiyi ve doğayı sevmeleri anlamında katkı sunabiliyorsak ne mutlu bize .
Arkadaşlarımız ve dostlarımız da Dragos botaniği tercih ediyorlar bizler de onlara elimizden gelen kolaylığı her zaman sağlıyoruz.


”SİYASETTE DAHA ÖNCE YAPILAN HATALAR BİRGÜN GELİR AYAĞINIZA DOLANIR”
Kartal’ı çok seviyorum,yaşadığımız yer bizim için herzaman çok önemli… 1994 yılında Yüksek Lisans öğrenimimi bitirdikten sonra Nurettin Sarıbal’ın Kartal Belediye Başkan adaylığı döneminde kendisiyle görüştüm .
Bize Kayserili,eğitimli bir çalışma arkadaşı lazım dedi bu davet üzerine o dönem CHP’sine üye oldum. O seçimlerde Belediye’yi kazanamadık.1999 yılında yeniden Nurettin Sarıbal’ın adaylığın da Belediye Meclis Üyesi oldum o dönemde Belediye Başkanlığını kaybettik ama ben Mehmet Sekmen’in Belediye Başkanlığı döneminde meclis üyeliği görevinde bulundum.


2009 yılında Kartal Belediye Başkan adayımız Altınok Özle birlikte hareket ettik ve Kartal Belediye Başkanlığını kazandık. 15 yıl sonra Bize Kartal Belediye Başkanlığını kazandıran ekibin en başında O dönem CHP Kartal İlçe Başkan’ı Olan Yüksel Çiftçinin emeği ve katkılarınıda unutmamak lazım.


Altınok Öz’ün Kartal halkı tarafından tanınıyor olması, ikili ilişkilerinin kuvvetli olması,Kutupları birleştiren tavrıyla ve Cumhuriyet Halk partisine gönül vermiş üyelerimizin de üstün gayretiyle yıllar sonra Belediye Başkanlığını kazanmıştık.


Bu olay bizim için çok büyük bir başarı olmuştu….Bende Belediye Başkan Yardımcısı olmuştum.
O dönemde Park ve Bahçeler , Fen İşleri Şeflikti. Belediyelerde yatırım anlamında iki önemli birim vardır. Bu birimler Park ve Bahçeler, Fen işleridir Müdürlüğüdür.
Bizim dönemimizde yeşil alanda bir çok çalışmaya imza attık. Göreve geldiğimiz de Kartal’da 50 park vardı biz bunu 105 ‘e çıkardık.Daha sonraki zamalrada bu sayı 156’yı buldu.
Avrupada ve Soyalist Ülkelerde gittiğiniz zaman parkların büyüklüğü neredeyse 1000 dönüm araziden bahsediliyor, bizim Ülkemizde öylemi ya değil tabiki bizdeki durum İmar izni verdiğin yapılardan arta kalan uafak tefek alanları parklaştırabiliyoruz ancak.
Özellikle dikkat edin, Ak Parti büyük şehir yönetimlerinde yeşil alanları da imara açtılar,yolların orta refüş alanlarını ağaçlandırarak toplumun gözünü böyle boyadılar.


Kartal İş Bankası bloklarının yeri 70 dönüm araziydi. Ya şimdi aynı araziye baktığımızda tamamen görüntü kirliliği oluşturan bloklara dönüşmüş bir mezebelelik görüyorsunuz.


Günümüzde baktığımızda ya oröanlık alanlarda, yada mezarlıklarda yeşillik ve ağaç görebiliyoruz. Şu anda baktığımızda
İş Bankası arazisini maddi çıkarlar karşılığında inşaat şirketlerine peşkeş çekenler hiç düşünüyorlarmı, insanlar nerede yürüyüş yapacak,nerede temiz hava alacak,bir deprem olsa nerede toparlanacak, çocukları ve aileleri ile nerede bir hafta sonu pikniği yapacak…
Başta da demiştim işte biz yaptığımız işle bu yüzden doğadan özür dilemeye çalışıyoruz…


”EKMELETTİNE BU PARTİ TIPIŞ TIPIŞ OY VERDİ”


Düşünebiliyormusunuz…! İnandığımız, davası uğruna yıllarımızı verdiğimiz bir parti de Ekmelettin gibi bir aday çıkarıyorsun.
hadi çıkarttın gidip o adaya tıpış tıpış o veriyorsun ve birde partililerine de o vereceksin diyerek dayatma yapıyorsun…
Tam bir aymazlık, şu an Ekmelettin nerde, ya da o döenmde Ekmelettin bizim partinin neresindeydi ?

Hani bir tabir var ya!adamı birisini denize götürüyorsun, sonra o insanı denize itiyorsun ve adam çıkıyor diyor ki ben yüzme bilmiyorum ve sen ona yüzme bilip bilmediğini sormadığın halde birde ona kızıyorsun…
Partiyi yaklaşık 10 yıldır yöneten bir yönetim var %25’den yukarı çıkamayan bir yönetim yada çıkmak istemeyen bir yönetim .
Muhalefet olarak önün bu kadar açıkken, Ülkede Ekonomi çökmüşken, sen bunları değerlendiremiyorsan demek ki sen kötü bir yönetimsin…
Hükümetin 18 yılda yaptığı tek iyi şey Pandemi yönetiminde sağlık anlamında yaptıklarıdır. O da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın şahsi gayretleri ve iş bilirliğinden kaynaklanıyor….


İç işleri bakanının bire bir çıkışlarını beğenmesemde bu sürecin iyi gidişatına onunda katkısı olduğunu düşünüyorum.
Diğer anlamda dibe vurmuş bir Hükümet varken karşında sizlerin Muhalefet olarak bukadar zayıf kalmanıza da anlam veremiyorum.
Mantıken de Bir taraf kötüyse diğer tarafın yükselmesi gerekmiyor mu ? ama ne hikmetse muhalefet bunu da beceremiyor ve üstüne üstlük Ülkede yaşanılan her kötü olayların faturasıda onlara kesiliyor.


”MUHALEFETE SESLENİYORUM”
Siz bu Ülkenin 34 İlinde yoksunuz,bu da şu demek oluyor siz hiçbirzaman bu Ülkede iktidar olamayacaksınız.
Çanakkale’de bir çalıştay yapıldı,çalıştay bir hafta sürdü ben bu çalıştayı yakından takip ettim, Çalıştayın hiç bir maddesin, hiç bir evresinde de Güney Doğu ve Kürt sorununa değinilmedi.
Bu demek oluyorki 34 İlde yoksun ve asla İktidar olamazsın.Gelişmiş Ülkelerde bu tür etnik sorunları sosyal demokratlar çözer..Bizde ise Merkez Sağ Partisine düşüyor bu görev ve onlar bu meseleleri çözmeye çalışıyor.
Sadece Hükümet partisinin hatalarını eleştirmekle muhalefet olunmaz ,Parti sözcülerini ben birer muhabbet kuşuna benzetiyorum.
Hani o kuşlar güzel ötüyor ya ,bizim sözcülerimiz de konuşmaya başladılarmı öyle güzel konuşuyor ki bizim Partililer de onları alkışlıyor. Bu kavga gürültü ve papağan gibi tekrar etme siyasetinden uzaklaşılmadıkça bize iktidar yolu gözükmüyor….


”İLERİKİ ZAMANLARDA TEKRAR SİYASETE GİRMEYİ DÜŞÜNÜYORMUSUNUZ”
Zaman ne gösterir bilemem ama şimdilerdeki siyaset eski siyasetler gibi değil maalesef. Kartal’dan bir yere aday olsan, Belediye Başkan adaylığı ya da Vekil adaylığı o İlçenin seni çok sevmesi, tanıması artık bir önem taşımıyor. genel Merkezden ışınlanan adaylar la seçimlere giriliyor artık. Böyle bir ortamda siyaset ne kadar yapılır nasıl yapılır bu da insanı düşündürüyo
Birde artık ahde vefa olmayan bir ortamda nasıl siyaset yapılır bilemiyorum, bir hikaye var belki bilirsiniz, köyün birinde kurdun biri köylüler den kaçarken birine rastlar ve ona ne olur beni öldürecekler kurtar beni der, adam tamam der ve yanındaki çuvalaın içine kurdu saklar onu kurtarır. Köylüler uzaklaşınca kurdu serbest bırakır, kurt adama teşekkür edeceğine benim karnım acıktı , seni yiyeceğim der adama, adam nasıl olur ben senin hayatını kurtardım sen bu kadar vefasızmısın der, kurt ne yapayım acıktım seni yemem lazım diye ısrar eder.


Adam tamam der önümüze çıkan üç kişiye soralım bakalım , onların verecekleri cevaba göre ne yapacağımıza karar veririz der, önlerine ilk önce bir at çıkar ata durumu anlatırlar at ne vefası ya ben yıllarca insanlara at olarak hizmet verdim karşılığında ne gördüm ben vefa diye birşey olduğuna inanmıyorum der, karşılarına çıkan köpekte aynı cevabı verir son olarak tilkiyle karşılaşırlar, tilkiyede durumu anlatırlar tilki kurda adam haklı senin yapyığın vefasızlık der, kurt itiraz edince tilki olayı tam anlayamadım tekrar uygulalaı olarak anlatabilirmisiniz deyince kurt koşarak gelir ve adam onu yine çuvala saklar, tilki adama hadı hemen çuvalın aüzını bağla ve kurtu öldür kurtul ondan der,adam da yerden bir taş alır kurt’u öldürür. Tilki bak kurtıuldun işte derken adam tilkiye senin ne güzel tüylerin varmış derini satar para kazanırım der ve onuda öldürür…
Bu hikayede ki kadar vefasızlığın olduğu bu ortamda siyaset ne kadar yapılabilir…
Rahmetli Moğultay’ın Genel başkan Klıçdaroğluna zamanında yaptıklarını ve Genel Başkan’ın Moğultayın cenazesine bile katılayışını düşünüyorum, yine Kemal Bey’in Altınok Öz’e adaylık dönemimde verdiği desteği ama AltınOk öz’ün sonraki yıllarda Kemal beye neler yaptığını düşünüyorum, Kartal Belediyesinde kaç tane insanı nasıl harcadığını düşünüyorum bu örenkelrde beni gerçekten siyaset konusunda düşündürüyor…
Ben siyaseti şu aralar böyle görüyorum , belkide ben yanlış düşünüyorumdur ve umarım onlar doğru işler yapıyordur…


ÜNİVERSİTELERDE GENÇLİK KOLLARI OLMAYAN TEK PARTİ CHP’Sİ
Üniveristelerde gençlik kolları olmayan tek Parti CHP’si neden biliyormusunuz ? Okulu bitiren genç iş istiyor ve CHP’sinin Ülke gençliğine bu anlamda bir katkısı olamıyor maalesef.


Umarım bir gün gerçekten İktidar olmak isteyen yöneticiler gelir partinin başına bizler hem halkımızı, hemde gençliğimizi gerçekten kucaklayabiliriz diyerek sözlerini nokatalayan İspektere bizlere bu güzel açıklalamarı yaptığı için teşekkür ederiz.

HABER:NURAY YILMAZ

Galeri
📆 08 Ağustos 2020 Cumartesi 22:49   ·   💬 0 yorum   ·   Yazdır Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir