Bodrum’da Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencilerinin direnişine destek vermek amacı ile yapılmak istenen basın açıklaması polis tarafından engellenmeye çalışılmasına karşın, iki tarafında sağduyulu davranması sonucu gerginlik çok daha fazla büyümedi. Polis basın açıklaması yapmak isteyen yurttaşları gözaltına almazken, basın açıklaması yapmak isteyen yurttaşlarda basın açıklamasının okunmasının ardından sessizce dağıldı…
https://www.bodrumgundem.com/2021/02/04/bodrumdan-bogazici-universitesine-destek/
Fatih Bozoğlu – Bodrum Gündem
Bodrum’da Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencilerinin direnişine destek vermek amacı ile yapılmak istenen basın açıklaması polis tarafından engellenmeye çalışıldı. Bodrum Belediye meydanında CHP, HDP, EMEP, TİP ile birlikte bazı STK temsilcileri ile Bodrumlu yurttaşların katılımı ile yapılmak istenen basın açıklamasının polis tarafından engellenmek istendi. Basın açıklaması yapmanın pandemi kuralları kapsamında yasak olduğunu söyleyen polise, basın açıklaması yapmak isteyen grup adına hukukçular sözcü oldular. Hukukçular burada yapılmak istenen Anayasal bir hak olduğunu ve sadece basın açıklaması yapılacağını ifade ettiler.
Bodrum’da bu kadar polis hiç görülmedi…
Lakin Bodrum’da bu güne kadar hiç görülmediği kadar polisin, basın açıklaması yapmak isteyenleri abluka altına almasıyla kısa süreli bir arbede yaşandı. Çevik Kuvvet polislerinin kalkanları ile basın açıklaması yapmak isteyenleri zaman zaman itmesi ile grup ile polisler arasında gergin anlar yaşandı. Bu arbede sırasından basın açıklamasına katılanlardan bazıları yere düşerken, Bodrum Emniyet Müdürü’nün olayların daha da büyümemesi adına yoğun çaba gösterdiği de görüldü. Basın açıklaması yaparak Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencilerinin direnişine destek vermek istediklerini belirten göstericiler “Biz terörrist değiliz, bizlere düşman gibi davranmayın. Bizler burada sadece Anayasal hakkımızı kullanarak bir basın açıklaması okumaya geldik. Bizlerin Anayasal hakkını kullanmamıza engel olmayın…” diyerek isyanlarını dile getirdiler. Basın açıklamasının Anayasal bir hak olduğunu ve bunun hukuken engellenemeyeceğini söyleyen Avukat Emre Atmaca ise polisleri daha duyarlı ve hassas olmaya davet etti.
Basın açıklaması öncesinde gergin anlar yaşandı…
Daha önceden bildirildiği gibi saat 12:00’de, Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencilerinin direnişine destek vermek amacı ile Bodrum Belediye Meydanına gelen çeşitli parti ve STK’lara mensup yurttaşlar sadece basın açıklaması yaparak dağılacaklarını söylemelerine karşın, polis tarafından basın açıklamasının yasak olduğu gerekçesi ile yasak olduğunu söylediler. Basın açıklamasına katılanlar adına sözcülük yapan çeşitli partilerin yöneticileri ve hukukçular ile polis arasında zaman zaman gergin anlar yaşandı.
Polisin engellemesine karşın Anayasal Hakları olan basın açıklamasını yaptılar…
Basın açıklamasının Anayasal hakları olduğu konusunda direnen yurttaşlar, Bodrum Belediye Meydanında “Aşağıya Bakmayacağı, Boğaziçi Abluka altında” yazan pankart önünde hazırladıkları basın açıklamasını okumaya başladı. Basın açıklaması okunmaya başlayınca çevik kuvvet polisleri anında müdahaleye başladı. Polis gözaltına almak için tüm hazırlıklarını yaparken, bu sürede kısa süreli bir arbedeler yaşandı. Basın açıklamasını okumaya çalışan Volkan Çetin ile birlikte birkaç gösterici yere düşerek ezilme tehlikesi yaşanırken, basın açıklaması yapmak isteyenlerin adına araya giren hukukçuların ve Polis Müdürlerinin sağduyusu sayesinde olay daha fazla büyümedi.
Basın açıklamasının okunmasının ardından yurttaşlar sessizce dağıldı…
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencilerinin direnişine destek vermek amacı ile Bodrum Belediye Meydanına gelen yurttaşlar basın açıklamasının polis tarafından engellenmesi üzerine, sloganlar atarak Cevat Şakir Caddesine doğru yürüyüşe geçtiler. Grup yürüyüşe geçince ve yolu kapatmaya başlayınca, yine gerginlik tırmanmaya başladı. Ancak yurttaşlar olayın daha da büyümemesi adına sağduyulu hareket ederek, yönlerini CHP Bodrum İlçe Başkanlığının önüne çevirince herşey normale döndü. CHP Bodrum İlçe Başkanlığının önüne gelen yurttaşlar hazırladıkları basın açıklamasını okudular. Yurttaşlar basın açıklamasının ardından da, kısa bir süre sonra alanı sessizce terk ettiler.
İktidar çözümü baskı ve şiddet yöntemlerine başvurmakta buldu…
Çeşitli Parti ve STK temsilcilerinin Bodrum’dan Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencilerinin direnişine destek vermek amacı ile ortak olarak hazırladıkları basın açıklamasının başında; “AKP Milletvekili adayı Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum rektör olarak atanmasıyla başlayan direniş 1 aydır devam ediyor. Binlerce Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi ve akademisyeninin katıldığı eylemleri durduramayan iktidar çözümü baskı ve şiddet yöntemlerine başvurmakta buldu. Bütün bir ülkeyi tek adam rejimiyle yönetenler Boğaziçi direnişini durdurmak için her tür baskı ve zorbalığı devreye soktular. Tüm baskı, şiddet ve sindirme yöntemlerine rağmen Boğaziçi Direnişi güçlenerek büyüdü ve ülkenin dört bir yanında destek buldu. Bu durumu içine sindiremeyen iktidar ise hepimizin çok iyi bildiği yöntemlere başvurmayı tercih etti. Yandaş ordusuyla, havuz medyasıyla ve paralı trolleriyle yoğun bir saldırı kampanyası başlatan iktidarın kullandığı argümanlar ise bize hiç yabancı değil…” ifadeleri yer aldı.
Nefret söylemi beraberinde öğrencilere karşı bir cadı avına dönüştü.
Basın açıklaması “Boğaziçi’nde dini değerlere saldırılıyor ve LGBT sapkınları maneviyatımızı zedeliyor kara propagandası devreye sokuldu. Ülkenin iç işleri bakanının ‘LGBT sapkınları’ ifadesini kullanarak başvurduğu nefret söylemi beraberinde öğrencilere karşı bir cadı avına dönüştü. Buraya kadar yazılanlar hiç birimiz için şaşırtıcı değil. Bildik şablonlarla milli, kültürel, dini hassasiyetleri bahane ederek üniversitenin aydınlanmacı, bilimsel, laik kimliği iktidar tarafından ayaklar altına alındı. Hiçbir meşruluğu olmayan ve üniversitenin tüm bileşenleri tarafından reddedilen Kayyum Rektörü orada tutabilmenin tek çaresi baskı, zorbalık, şiddet ve nefret söylemleri oldu…” cümleleri ile devam ediyor.
İktidarın en büyük fobisi “Gezi Direnişi” yeniden hortladı…
“Ancak iktidar hangi yöntemi denerse denesin Boğaziçi direnişi farklı biçimler ve eylemlerle yola devam etti, ediyor…” şeklinde devam eden basın açıklaması şu ifadeler ile sürüyor; “Tutuklanan öğrencilerin ‘bundan sonrası sizde’ cümleleri, tartaklanan, aşağı bakmaya zorlanan gençlerin dik duruşu beraberinde milyonlarca yurttaşın kenetlenmesini sağladı. Boğaziçi bileşenlerinin bu saldırılar karşısında boyun eğmeyeceğini biliyor, bir kez daha onların yanında olduğumuzu ilan ediyoruz. Nefret söylemlerinize, göz altılara, işkenceye ve tüm yalanlarınıza rağmen biz Bodrumlu yurttaşlar Boğaziçi’nin diz çökmeyeceğini biliyoruz. İktidarın en büyük fobisinin yeniden hortladığını, bu direnişin her noktasında Gezi Direnişi’ni aradığını görüyoruz. Ama bu ülkeyi kayyumlarla, tek adamla yönetemiyorsunuz. Başvurduğunuz tüm yöntemler bizler için daha fazla direnç ve bir arada olma anlamına geliyor…”
Amasız, fakatsız, şartsız, koşulsuz Boğaziçili öğrencilerin yanındayız…
Bodrum’dan Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencilerinin direnişine destek vermek amacı ile ortak olarak hazırladıkları basın açıklaması; “Bizler de Bodrum’dan Boğaziçi’nde ve ülkenin dört bir yanında yükselen direnişe ses veriyor ve onun parçası olduğumuzu haykırıyoruz. Amasız, fakatsız, şartsız, koşulsuz Boğaziçili öğrencilerin yanındayız. Taleplerimiz açık ve net: -Göz altılara son verin ve tutuklu öğrencileri serbest bırakın. -Üniversitelerdeki polis ablukasına son verin. -Kayyum rektör istifa etsin. -Üniversiteler tüm bileşenleriyle rektörlük seçimlerini yapsın. -Yurttaşları ırk, din, mezhep, cinsel yönelim ve cinsiyetlerine göre ayırıp nefret söylemi geliştirmeyin. Yaşasın Boğaziçi Direnişi! Kayyum Rektör İstifa! Aşağı Bakmayacağız! Kahrolsun tek adam rejimi! Yaşasın Özgürlük! Faşizme karşı omuz omuza!” cümleleri ile tamamlandı.
Boğaziçi Üniversitesi olayları neden çıktı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Ocak’ta yayımladığı kararnameyle Prof. Dr. Bulu’yu Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atadı. Üniversitenin hem öğrencileri hem de öğretim üyeleri bu karara tepki gösterdi.
Atama kararının hemen ardından öğrencilerin oluşturduğu Boğaziçi Dayanışması, boykot ve eylem çağrısı yaptı. Bu çağrıyla birlikte günlük olarak farklı protesto gösterileri düzenlenmeye başlandı. Bulu’nun atamasına yönelik ilk geniş kapsamlı protesto, 4 Ocak Pazartesi günü yapıldı. Bakan Soylu, gözaltına alınanların LGBTİ bireyler olduğunu öne sürdü ve “sapkın” ifadesini kullandı.
Soylu’nun bu ifadesi ve düzenlenen operasyonda LGBTİ afiş ile bayraklarına el konulması tepki çekti.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri Pazartesi günü hafta sonu düzenlenen operasyona tepki göstermek için rektörlük binasının önünde oturma eylemi düzenledi.
Bulu’nun binadan çıkması için polis sert şekilde müdahale ederek, öğrencileri dağıttı. 159 kişi gözaltına alındı. Halen tüm yurtta Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencilerinin direnişine destek vermek amacı ile basın açıklamaları ve gösteriler yapılmakta…
Bir yanıt yazın