“Yapmayın Allah Aşkına! Benim mahallem, senin mahallen tartışması yapmayın. İstanbul bizim, Türkiye bizim. Hepimizin.”
İstanbul’da karlı günler geride kalırken bu sefer de karla mücadelede kimin başarılı, kimin başarısız olduğu tartışması yaşandı. İktidar kesimi, İBB’nin karla mücadelede yetersiz kaldığı iddiasında bulunurken, muhalefet ise hükümetin yetkisinde olan alanlarda onların yetersiz kaldığını ileri sürdü.
Bu tartışma devam ederken yaşanan ayrışmaya Gelecek Partisi’nden tepki geldi. İstanbul İl Başkanı Av. İsa Mesih Şahin sosyal medyada dün akşam şahsi hesabından genel bir değerlendirme videosu yayınladı. Şahin, “İBB’nin de, ilçe belediyelerinin de, merkezi yönetimin de sınıfta kaldığı, yerel yönetimler ile merkezi yönetim arasında koordinasyon sorunu olduğu, bir de bunun üzerine siyaset kavgası yapıldığı, arada İstanbulluların mağdur olduğu” eleştirisinde bulundu.
Konuşmasının devamında, “senin mahallen, benim mahallem tartışması yapmayın” çağrısında bulunan Şahin, “İstanbul’un tamamını bizim olarak gören bir siyasi anlayışa ihtiyacımız var. Belediyeyi kim yönetirse yönetsin, belediye ile hükümet arasında süreklilik arz eden bir koordinasyona, işbirliğine ihtiyacımız var. Karla mücadele gibi hepimizi ilgilendiren önemli konularda, ayrışmaya değil bir arada olmaya ihtiyacımız var. En önemlisi bizim her şeyden önce insan odaklı siyasete ihtiyacımız var.” dedi.
İşte İsa Mesih Şahin’in konuşmasının tamamı :
Sevgili İstanbullular,
Yoğun kar yağışı nedeniyle zor günler yaşadık. Bu zor günlerin ardından tespitlerimizi paylaşmak İstiyoruz. Kapanan yollar, yollarda mahsur kalanlar, seyahati iptal olanlar… Evde anne-babalarının dönüşünü bekleyen çocuklar… Bir de bütün bunların üzerine siyasi rant peşinde koşanlar… Bunların hepsini yaşadık ama sorumluluk makamında olup bunları İstanbul’a yaşatanların ders çıkardıklarını hiç sanmıyorum.
Yoğun kar yağışının olacağı günler öncesinden bilinmesine rağmen daha planlı ve koordineli bir çalışma yapılabilirdi. Ama ne planlama gördük ne de yerel yönetimler ile merkezi yönetim arasında koordinasyon gördük. Ana arterler kapandı; ilçelerde caddeler, sokaklar kapandı, İstanbul’u Ankara’ya ve Trakya’ya bağlayan yollar kapandı. Havalimanı kapandı seyahatler iptal oldu. Plansız ve koordinasyonsuz sürecin sonucunda hemşerilerimiz perişan oldu.
Sonuçta İBB de , İlçe Belediyeleri de, Merkezi Yönetim de sınıfta kaldı. Bu olumsuzluklar yetmiyormuş gibi bir de siyasi kavgaya tutuştular. Yapmayın Allah aşkına. Benim mahallem, senin mahallen tartışmasını yapmayın. Bu ülke bizim İstanbul bizim, hepimizin.. Biz diyoruz ki; bu ülkenin bizim olduğunu bilen mahalle, sokak ayrımı yapmaksızın İstanbul’un tamamını bizim olarak gören bir siyasi anlayışa ihtiyacımız var. Belediyeyi kim yönetirse yönetsin, belediye ile hükümet arasında süreklilik arz eden bir koordinasyona, işbirliğine ihtiyacımız var.
Karla mücadele gibi hepimizi ilgilendiren önemli konularda, ayrışmaya değil bir arada olmaya ihtiyacımız var. Çünkü biz İstanbul’u seviyoruz. Türkiye’yi seviyoruz. 16 Milyon İstanbul için, 84 milyon Türkiye için çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz.”
Bir yanıt yazın