Çin’de ortaya çıkan ve domino etkisi yaratarak tüm dünyayı saran virüs ülkemizi de gün geçtikçe yıpratıcı bir şekilde etkisi altına almakta.
Diğer ülkelere nazaran ülkemize daha geç geldiği söylenen! bu virüse karşı maalesef ülke olarak yeterince tedbirimizi ve önlemimizi alamadık. Ülkemizde ilk vaka ortaya çıkmasından bugüne kadar vaka ve ölüm sayısının yokuş aşağıya giden freni patlamış kamyon gibi artmasını her geçen gün büyük bir üzüntü ve korkuyla takip ediyoruz.
Ülke olarak çarşambadan değil pazartesinden geleceğini belli eden perşembeye karşı savunmasız kaldığımız yetmiyormuş gibi nasıl hareket edeceğimizi de bilmiyoruz.
Bu virüs diğer ülkelere de yayıldı fakat bu ülkeler ilk kez karşılaştıkları bir virüse karşı maksimum bir haftalık bocalama sürecinden reaksiyon göstermeyi başardılar. Ülke olarak reaksiyon gösterebilmek için güçlü ekonomi, sosyal gelişmişlik ve bilime yapılan yatırımlar önem arz ediyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Beni Türk hekimlerine emanet edin.” sözü çok doğru bir tespit olup bugün de geçerliliğini korumaktadır. Fakat Türk hekimlerinin bilgi ve birikimi tek başına bu virüsü yenmekte yeterli olmayacaktır. Halkımızın bilinçlendirilmesi, sokağa çıkma yasağı ve bu yasak sürecinde insanların geçim sıkıntısı çekmeyeceklerinin garanti altına alınması en büyük destekleyici unsurlar olacaktır.
Virüs salgınının hızla yayıldığı ülkelerin önemli bir kesimi sokağa çıkma yasağı uygulayarak virüsün insanlar arasında yayılmasına engel oldular. Bu yasağı koyarken de vatandaşlarının bu süreçteki maddi zorluklarını devlet olarak teminat altına aldıklarını beyan ettiler. Ülkemiz başkanı tarafından yapılan açıklamada ise virüse karşı tek tedbirimizin kolonya, dua ve konut kredilerindeki düzenleme olduğunu duymak üzücüydü. Sokağa çıkma yasağının 65 yaş ve üzeri ile sınırlandırılması virüs için yeterli bir tedbir olmayacaktır. Bu insanlar virüsü yaydıkları için değil virüsün ölümcül etkisini en fazla hissettiklerinden dolayı koruma altına alınıyorlar. Fakat bu insanların birlikte yaşadıkları aile fertleri maddi gelir kaygısıyla gün boyu dışarıdalar ve virüs taşıma riskiyle karşı karşıyalar. Korumaya aldığımız insanları ve tüm vatandaşlarımızı düşünmek adına yasağı belli yaş grubundan yurt geneline çekmemiz gerektiğini umarım daha fazla üzücü haberler almadan hayata geçiririz.
Ülkemizde bilim ve teknolojiye yeterince önem verilmediği, bu yönde yapılacak yatırımların farklı yerlere yapıldığı aşikar. Bu virüs bize bilim ve teknolojinin, eğitimin önemini bir kez daha hatırlattı. Fakat bu kaos ortamında sosyal medyada yapılan paylaşımlara, virüs uzmanı olarak televizyonlara çıkardığımız sayın her şeyi bilenlere de dikkat etmeliyiz. 65 yaş üstünü sokakta görüp bu insanlara yaşları gereği saygıyla yaklaşacağımıza bu insanları rencide ederek videolarını çekip sosyal medyada paylaşarak, bilim – din veya doktor – din görevlisi ayrıştırması yaparak, ülkedeki spor, siyaset, tarih, sağlık, moda gibi konuları hep aynı kişilerle tartışarak virüsü yenemeyeceğimizi öğrenmemiz gerekiyor.
Her akşam sevdiği dizinin saatini bekler gibi Sağlık Bakanının 23:00’teki açıklamasını bekler hale gelmiş ülkemizde daha fazla can kaybı yaşamamak, adım adım yakınımızdakileri ateşe atmamak adına bilinci bir vatandaş gibi hareket edelim. Kendi OHAL’imizi uygulamaya ekonomik şartlar elbette el vermeyecektir ama en azından zaruri haller dışında sokakta olmayalım. Akıl ve ruh sağlığımızı kaybetmeyelim.
Bir yanıt yazın