İmamoğlu: “Seymen, ülkemizin
içinde bulunduğu ekonomik
zorluktan çıkışa reçetedir”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, tamamlandığında dünyanın tek bir alanda kurulu çöp gazından enerji üretecek en büyük projesi olacak Seymen Çöp Gazı Enerji Üretim Tesisi 1. Etabı’nın açılışını yaptı. Şu anda 90 bin hanenin elektriğinin Seymen’den karşılandığı bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Tam kapasiteye ulaştığında, o 90 bin hane, 465 bin hanenin elektrik tüketimine karşılık gelmiş olacak. Yani bu 60 milyon ağaç demek, 2 milyon 300 bin aracın trafikten çıkması demek” dedi. “Seymen’deki tesisin önemini üstüne basa basa, rakamları vere vere anlatıyorum ki; bu tür tesisler, zihnimizden hiç çıkmasın, ülkemizin önceliklerine dair hamlelerde mutlaka yer bulsun” diyen İmamoğlu, “Bu tavır, paramızın, sermayemizin iyi kullanılması, doğru yatırımlara yönlendirilmesi, kalıcı değerler oluşturulması, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik zorluktan çıkışta uygulayabileceğimiz çok önemli bir reçetedir. İstanbul’da, bütün bu prensiplere uygun bir şekilde hareket edeceğimizi taahhüt etmiştik. Bu taahhüdün altında imzamız duruyor. Görevimizin her anında da bundan asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
SİLİVRİ / İSTANBUL
Tamamlandığında dünyanın tek bir alanda kurulu çöp gazından enerji üretecek en büyük projesi olacak Seymen Çöp Gazı Enerji Üretim Tesisi 1. Etabı’nın açılışı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. Açılış için gerçekleştirilen törende CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, CHP İstanbul milletvekili Turan Aydoğan, Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ve İBB üst yönetimi tam kadro hazır bulundu. Tesisin yapımında büyük emekleri olan, geçtiğimiz günlerde Kovid-19 nedeniuyle yaşamını yitiren İSTAÇ A.Ş. Genel Müdürü Mustafa Canlı’nın eşi Müzeyyen Canlı da törene “onur konuğu” olarak katıldı. Tören öncesinde ilk konuşmayı yapan İstanbul Enerji A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Aslan Değirmenci, tesisle ilgili detaylı bilgiler verdi.
MUSTAFA CANLI UNUTULMADI
Değirmenci’nin ardından mikrofonu alan İmamoğlu, konuşmasına, “İstanbul ve Türkiye adına çok değerli bir projeyi başlatmanın onurunu, gururunu ve keyfini yaşıyorum” sözleriyle başladı. Kömürcüoda ve Odayeri’ndeki tesislerin yanına güçlü bir santral daha eklediklerinin altını çizen İmamoğlu, projenin yaklaşık 8 yıldır süren bir geçmişi olduğunu hatırlattı. Bu süreçle ilgili finansal açıdan tespit ettikleri birçok aksaklık bulunduğunu belirten İmamoğlu, iş başı yapar yapmaz projeyi ekibiyle birlikte yeniden ele aldıklarının altını çizdi. “Her alanda olduğu gibi kaynaklarımızı, enerjimizi ve mesaimizi doğru bir şekilde yapılandırarak, süreci en verimli nasıl bitiririz, İstanbul’umuza nasıl kazandırırız; o yolculuğu kurguladık” diyen İmamoğlu, süreçte emeği bulunan merhum Canlı’ya özel paragraf ayırdı. İmamoğlu, duygularını, “Tabii, bu süreçte bahsettiğim o yol arkadaşları içerisinde kıymetli bir dostumuzu kaybettik. İSTAÇ A.Ş. Genel Müdürü’müzü, değerli ağabeyimiz Mustafa Canlı’yı kaybettik. Buraya gelip bizi onurlandırdığı için, kıymetli eşi Müzeyyen Hanımefendi’ye teşekkür ediyor, rahmet diliyor, ‘Mekânı cennet olsun’ diyorum” sözleriyle dile getirdi.
“KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ HAYATİ KONULAR”
Dünyanın ana gündem maddelerinin başında çevrenin geldiğini kaydeden İmamoğlu, iklim değişikliği ve küresel ısınma gibi kavramların en önemli hayati konular olduğuna vurgu yaptı. Bilim insanlarının dünyanın bu kötü gidişine dönük uyarılarının dikkate alınması gerektiğine dikkat çeken İmamoğlu, “Bugünün dünyasında, bana göre en büyük vatanseverlik, çevreci kimliğidir. Bu çok kıymetli. Eğer çocuklarınızı, hayatınızı, geleceğinizi, yaşamınızı düşünüyor ve vatanınızı çok seviyorsanız, en büyük vatanseverliğin gerçek anlamda çevrecilik olduğunu asla ve asla unutmamalısınız” dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı “Çevresel Göstergeler Raporu”nda yer alan bilgilerin bazılarını paylaşan İmamoğlu, “Ne yazık ki Türkiye’mizde, havamız ve sularımız kirlidir. Su kıtlığı da ne yazık ki, iklim değişikliği ve verdiğimiz tahribattan dolayı, ülkemiz adına kapıdadır. Özellikle tarım ilacı kullanımı çok ciddi rakamlara ulaşmaktadır. Ormanlarımız ve endemik türlerin nasıl azaldığını hepimiz gün gün duyuyor, biliyor ve takip ediyoruz. Bu tehlikeli gidişe rağmen, ülkemizde çevre koruma harcamaları, bırakın istenilen oranda artmayı, ne yazık ki azalmaktadır” diye konuştu.
“BAZI VERİLERE BAKTIĞIMIZDA ‘İHANET’ GÖRÜYORUZ”
Çevre kirliliği ve dünyayı bekleyen tehlikelerle ilgili detaylı rakamlar paylaşan İmamoğlu, tablonun “çok acı” olduğu uyarısında bulundu. Tablonun, “vurdumduymazlıkla paralel” işlediğini belirten İmamoğlu, “Bu, her birimizin belediye başkanı, yöneticiler, hükümet yetkilileri siyasiler; her birimizin ana sorumluluğu ve dile getirmek zorunda olduğumuz unsurlardır. Bu sorumluluğun tersine, bazı verilere baktığımızda, ihanetle karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Bu ülkede ve bu aziz şehirde, özellikle son 15 yılda yaşanan çevreye karşı kötü tavırlar, kötü uygulamalar ne yazık ki ihanet diyeceğimiz tavırlar oluşmuştur. Özellikle görev başına geldiğimiz günden beri, her zaman, her noktada söylediğimiz gibi, her konumuzdan birinin çevre olduğunu hatırlatmamız onun için değerlidir. Onun için yeşil, adil ve yaratıcı bir kent konumlandırması yaparken, yeşil kavramını birinci sıraya koymamız bundandır. Bunun için yeşil alanları açmaya, geliştirmeye kıymet veriyoruz” şeklinde konuştu.
“KANAL İSTANBUL DEĞİL, BU TARZ YATIRIMLAR LAZIM”
Türkiye’nin, petrole ve doğal gaza bağımlı bir ülke olduğunu aktaran İmamoğlu, “Bu tür yatırımların, bu bağımlılığı azalttığını, gerçekten ne kadar milli ve değerli unsular taşıdığının da altını çizmek gerekir. Tam da bu nedenlerden dolayı, sadece İstanbul’da değil, bu tarz tesislerin bütün Türkiye’ye yaygınlaşması kıymetlidir. Bıkmadan, usanmadan söylemeye devam edeceğimiz bir husus var. İşte tam da böyle verimli işler, böyle verimli projeler hem İstanbul’umuza hem Türkiye’mize inanılmaz değer katacak işler varken, bu tarz projeler varken, Kanal İstanbul adlı, İstanbul’a tümüyle gereksiz, lüzumsuz, Türkiye’nin gündemini işgal eden ve de İstanbul’un çevresine ihanet edecek bir projeye kaynak ayıracağımıza, İstanbul’a hizmet edecek, insanına hizmet edecek, ülkemize hizmet edecek projelere kaynak ayrılmasının da altını burada çizerek, vatandaşlarımıza bunu duyurmak isterim” ifadelerini kullandı.
“ENERJİ UCUZLAYINCA, YENİ İSTİHDAM ALANLARI OLUŞACAK”
Enerji ucuzladıkça çeşitli sektörlerdeki üretim hacminin artacağını bildiklerini vurgulayan İmamoğlu, bu şekilde yeni istihdam alanlarının oluşacağını sözlerine ekledi. Çöp gazının enerjiye dönüşmesinin, çevreden ekonomiye, insan mutluluğundan toplum huzuruna zincirleme, değerli, olumlu etkiler ürettiğini kaydeden İmamoğlu, tesisle ilgili şu bilgileri verdi:
“Burası, 220 hektarlık bir atık bertaraf alanında kurulu, 6 hektarlık bir santral. kapalı alanı 10 bin metrekare. Bize maliyeti, 133 milyon 500 lira. Bu maliyeti de gerçekten belediyemizde sıkı bir öz kaynak tasarruf kullanımıyla başardık. Ayrıca EPDK ile yapılan anlaşma gereği, 12 Ocak 2047 tarihine kadar da lisans aldık. Ve Bakanlık tarafından, ilk etapta 12 gaz motoru ile yaklaşık 17 megavatlık gücün teslimi, yani bir nevi kabulü yapıldı. Enerji piyasası üzerinden ulusal sisteme enerji satımına da başladık. Aslında şu an 90 bin hanelik yıllık elektrik gereksinimi karşılamasına eş değer bir enerji üretiyoruz. Bir başka deyişle; hepimiz ağaç dikmeyi severiz, 11 milyon 500 bin ağaç dikilmesi anlamına geliyor. 435 bin aracın da trafikten çıkması anlamına geliyor. Burayı, inşallah 25 megavata çıkaracağız ve süreklilik kazandırarak sürekli artıracağız. Tam kapasiteye ulaştığında bu güç, 90 megavat olacak. Bu anlamda inşallah şu anki değerlerle dünyanın birinci sıradaki tesisi olacak. Türkiye ve bizler için, ciddi bir gurur. Şehrimizin kıymetli paralarının kuruşuna kadar, iyi bir şekilde, denetimli bir şekilde harcandığında, İstanbul halkına hep birlikte kazandırdığımız değerli bir proje. Tam kapasiteye ulaştığında, o 90 bin hane, 465 bin hanenin elektrik tüketimine karşılık gelmiş olacak. Yani bu 60 milyon ağaç demek, 2 milyon 300 bin aracın trafikten çıkması demek.”
“İBB, 26 YILDA 776 MİLYON DOLAR KAZANÇ SAĞLAYACAK”
“Seymen’deki tesisin önemini üstüne basa basa, rakamları vere vere anlatıyorum ki; bu tür tesisler, zihnimizden hiç çıkmasın, ülkemizin önceliklerine dair hamlelerde mutlaka yer bulsun” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu tavır, paramızın, sermayemizin iyi kullanılması, doğru yatırımlara yönlendirilmesi, kalıcı değerler oluşturulması, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik zorluktan çıkışta uygulayabileceğimiz çok önemli bir reçetedir. İstanbul’da, bütün bu prensiplere uygun bir şekilde hareket edeceğimizi taahhüt etmiştik. Bu taahhüdün altında imzamız duruyor. Görevimizin her anında da bundan asla vazgeçmeyeceğiz. İnşallah bu çözümün nihai sonucuna baktığımızda, 25 günde bile 2 milyon liralık elektrik satışı yaptı bu kurum. Yıl sonunda kazancımız 11 milyona ulaşacak. İnşallah gelecek yıl kapasitemizi artırdığımızda bu, yıllık 200 milyon liraya ulaşacak. 2047 yılana kadar, toplamda ilave yatırımlarla beraber gelirinin, 1 miyar 137 milyon dolara çıkmasını bekliyoruz bu projemizin. Bu gelirin 361 milyon doları, buranın geliştirilmesine ve tesis giderlerine harcanacağını düşündüğümüzde, İBB, 26 yılda, 776 milyon dolar kazanç sağlamış olacak şuradaki projemizden.”
“16 MİLYON İSTANBULLUNUN YAŞAM STANDARDI ARTACAK”
“Bu gelirin tamamı daha yeşil, daha yaratıcı ve daha akıllı bir İstanbul için, daha adil bir İstanbul için kullanılacak. 16 milyon İstanbullunun yaşam standardını, hep birlikte çok daha iyi noktalara taşıyacağız. Bu anlamda, kesinlikle yaptığımız her işin toplumun hayrına, milletimizin, memleketimizin hayrına ve de bütün insanlığın hayrına olma noktası bizim için çok değerli bir unsurdur. Bütün emeğiyle sürece kendisini adayan bütün yönetici arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Her birisini gönülden alkışlıyorum. Hepsinin emeğine, yüreğine sağlık. Ve özellikle çevre, özellikle kentin atık yönetimi ve özellikle bu sürecin bir nihai kıymetli sonucu olan enerji elde etmesi, asla ve asla yatırım prensiplerimizde en ön sıralardan geriye düşmeyecek. Seymen Çöp Gazı Enerji Üretim Tesisi’nin bütün şehrimize, ülkemize, İstanbul’umuza hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Bir espriyle tamamlayalım: ‘Gençliğimi var’ demiştik. ‘Heyecanımız yüksek’ demiştik. Bugün bir de ekleyelim; artık enerjimiz de çok yüksek.”
20.10.20
Bir yanıt yazın