Yıllardır CHP içerisinde aktif siyaset yapan Yusuf Altınbulak, 28. Dönem Milletvekili seçimlerinde İstanbul 1. Bölgeden aday adaylığı başvurusunu yaptı. 15 yaşından itibaren politikanın içinde olan Altunbulak, CHP’li bir aileden gelmekte. Ülkenin geldiği durumdan kaygı duyduğunu vurgulayan Altınbulak, “Tek adam yönetimindeki, bu karanlık tünelden mutlaka partimiz sayesinde aydınlığa çıkacaktır” ifadelerini kullandı. Makine Mühendisi Yusuf Altınbulak ile adaylık süreciyle ilgili keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Kendisine çıktığı bu yolda başarılar diliyoruz.
Kaptan Gazetesi: Yusuf Altınbulak’ı bize kısaca tanıtır mısınız?
1965 Yılında Sivas’lı emekçi bir ailenin çocuğu olarak Ankara’da dünyaya geldim.İlk,orta ve lise öğrenimimi Ankara’da tamamladım.Üniverisite eğitimi için Edirne’ye gittim.1987 yılında Trakya üniversitesinden Makine Mühendisi olarak mezun oldum.
1993 yılında İstanbul’da kurduğumuz NET ISI MÜH VE TİC LTD ŞTİ nde, inşaat ve mekanik tesisat işleri yapmaktayız. İşim gereği inşaat, binaların mekanik tesisatı,ısıtma soğutma, doğalgaz sistemleri, ,ekonomi ve yöneticilik gibi alanlarda uzmanlaştım. Yurtiçi ve yurtdışı şantiyelerimizde halen faliyetlerimiz devam etmektedir. İGDAŞ tarafından yetkilendirilmiş endüstiriyel ve iç tesisat doğalgaz sistemlerinde, İGDAŞ ın tüm hizmet proseslerinde uzmanlaştım. Doğalgaz sistemleri konusunda İstanbul’un en önde gelen İGDAŞ yetkili firmamız ile hizmete devam etmekteyiz.
Kaptan Gazetesi: Siyasi geçmişiniz nedir?
1980 darbe döneminden etiklenen biri olarak, 15 li yaşlardan beri,ülkemizin tüm demokrasi,hak,hukuk,adalet mücadelerine , öğrenciyken ve meslek hayatım boyunca elimden gelen katkıyı sundum ve hayatımın sonuna kadarda bu mücadelenin içinde olacağım.CHP sine üye olduğum dönemden beri , aktif bir üye olarak aldığım sorumlukları yerine getirmeyi ilke edinen bir üyeyim. mahalle brim üyeliği, İlçe delegeliği,ilçe STK komisyon üyeliği ve danışma kurulu üyeliği,27-28 dönem milletvekili aday adaylığı gibi görevlerde bulundum.
Kaptan Gazetesi: Neden aday oldunuz?
Mevcut iktidarın toplumu tehdit eden her türlü yönetimine rağmen demokrasi mücadelesinden asla vaz geçmedim.Çevremiz tarafından bilinen sosyal demokrat kimliğimi örgütlü alanda kullanamak için , demokrasinin ve laikliğin teminatı olan CHP içinde mücadele etmek benim için çok önemlidir
Türkiye bu gün anayasa dahil kuralların işlemediği yada uygulanmadığı tek kişinin talimatlarının kural olarak kabul edildiği ve uygulandığı bir süreci yaşamaktadır. Hukuksal yapısını OHAL’e dayandıran bu uygulama, tamamen keyfilik olarak uygulanmaktadır.Yargının bağımsız olmayışı, kuralsızlık dönemine onay veren halde olması, sorunları çok derinleştirmiştir.Düşünce özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün yok edildiği toplumumuzun, büyük bölümünün baskılara, acılara, zorluklara boyun eğmek zorunda oldukları bir dönemden geçiyoruz.Tek adam yönetimindeki,bu karanlık tünelden mutlaka partimiz sayesinde aydınlığa çıkacaktır.
Son süreçte 31/03/2019 yerel seçimlerde yaşadığımız YSK uygulamaları,seçim sonucunun iptal edilmesi , barolara vbg meslek odalarına yapılan saldırılar, ekonomideki beceriksiz yönetim, toplumun fakirleştirlmesi, hak, hukuk ve adaletsiz yaşamın dayatılması,depremde enkaz altında kalan becerisiz yönetim, tek adam korkusu ile toplumumuzu germiş ve partimizin mücadele kararlığını yükseltmiştir.
Chp li bir aileden gelen ve 15 li yaşlardan beri politikanın içindeyim. Aristonun dediği gibi, insan politik bir varlıktır. Çünkü yaşam koşullarını belirleyen,zorluklar veya rahatlık içinde yaşamak, temiz bir sağlıklı çevrede , geleceğe güvenle bakmak, politik hayatın bir ürünüdür. Dolayısı ile bize denk gelen yaşam diliminde duyarsız kalmam sözkonusu olamazdı.
CHP iktidarının, ülkemizin demokratikleşmesi, sosyal demokrasi ideolojisinin yaygınlaşması, hakça,adaletli, temiz bir toplum düzeni kuracağına, bunun içinde güçlü ideolojik yol arkadaşlığı gerekliliğine olan inancım ile sisyasi mücadeleye devam edeceğim.
Genel başkanımızın cumhurbaşkanı olacağına olan inacımla, bu karanlık günlerden çıkabileceğimize, görev yapmaktan, üyesi olmaktan onur duyduğdum, partimiz, CHP’nin öncülük edeceğine inanıyorum ve bunu biliyorum. Bu inancımın, örgütlü mücadele ile mümkün olabileceğini bildiğim için, partimizle, bu mücadeleye katkıda bulunmayı bir görev sayıyorum ve bu yüzden aday olmak istedim.
Kaptan Gazetesi: Seçilirseniz hedefleriniz nedir?
CHP’li bir aileden gelen bir üye olarak ve 15 li yaşlardan beri politikanın içindeyim. Aristonun dediği gibi, insan politik bir varlıktır. Çünkü yaşam koşullarını belirleyen,zorluklar veya rahatlık içinde yaşamak, temiz bir sağlıklı çevrede , geleceğe güvenle bakmak,politik hayatın bir ürünüdür.Dolayısı ile bize denk gelen yaşam diliminde duyarsız kalmam sözkonusu olamazdı.
CHP iktidarının, ülkemizin demokratikleşmesi,sosyal demokrasi ideolojisinin yaygınlaşması, hakça, adaletli, temiz bir toplum düzeni kuracağına , bunun içinde güçlü ideolojik yol arkadaşlığı gerekliliğine olan inancım ile sisyasi mücadeleye devam edeceğim.
Hedefimiz ,partimizin iktidarında, halkımızın sağ duyusu ile Türkiye’nin tekrar çağdaş ve uygar dünya eksenine girerek, toplumsal eşitlik ve yaşam huzurunun yaratılmasıdır. Bizlerinde en önemli isteği hak,hukuk adalet ve barış dilinin memleketimizde tesis edilmesidir. Bunun için mücadeleyi TBMM çatısı altında vermek isterim.
Kaptan Gazetesi: Siyasetçi gözü ile baktığınızda Ülkenin içinde bulunduğu durum hakkında neler dersiniz ?
Mevcut AKP İktidarı 20 yıllık devleti yönetme tarzı ile , dış politika, iç politika, ekonomi yönetimindeki dibe vurum, demokrasinin yok edilmesi, halkın hak, hukuk adalet talebi , devlet yönetiminde karanlık güçler ve çıkar çetelerinin etkinliği vbg sebeplerle, artık devleti yönetmedeki beceriksizliklerini gün yüzüne çıkarmış, her türlü yandaş basın ve enformasyona rağmen ,yalan ve talanı gizleyemeyecek hale gelmiştir.
Dış politikadaki EYYYY edebiyatı, yerini buyurun ne istersiniz politikasına dönüştürmüş, tüm komşular ile hasımlı hale gelmiş, ABD,Avrupa ve bir çok müslüman devletler arasındaki ilişkiler bitme noktasına gelmiş bir dış politika ile Türkiye’nin güvenliği sarsılır duruma getirilmiş, artık düşmanca politikalar ve sözler ile saldırılan ülke haline gelmiş durumdayız.
Suriye ve Libya’da iç savaşın kışkırtılması, cihatcı ve ihvancı güçler ile paramiltarist yapılar kurularak, adı geçen ülkelerde iç savaş tarafı olarak görünmesi ve bu güçlere maddi destekle itham edilmesi, AKP’nin Türkiye için güvenlik sorunu haline getirmiştir. Çözüm ise öncelikle Atatürk’ün Yutta sulh ,Cihanda Sulh politikasını acilen tekrar dış politikanın ana ekseni haline getrilmesidir.
İç politika da ise, muhalefetin devletin temellerini sarsan uygulamalara karşı verilen, tüm önerileri göz ardı edilmekte, mecliste verilen soru önergelerine bile cevap verme gereği duyulmamakta, dün ak dediklerine bu gün kara denilmekte,halka yandaş medya aracılığı ile “alice harikalar diyarında” masalları anlatılmaya devam edilmektedir.
İktidarını, kendini eleştirenleri susturma ve sindirme politikası ile sürdürme eğilimi iç politikanın en önemli sorunu haline gelmiştir. Gazeteciler,STK, üniversiteler gibi kurumlar ve sözcüleri en küçük eleştirleri yüzünden linç politikaları ile karşı karşıya kalmaktadır.Yasama,yürütme ve yargı tek adam rejimi yüzünden adım atamaz haline getirilmiş, devlet etkisiz ve hantal hale dönüştürlmüştür.
Ekonomi yönetimi gerçeklerle değil alıgı ile yönetme eğilimine girdiğinden, Üretim ve katma değer yaratan tarzdan vazgeçilip, gelir getiren biçim yerine, sürekli borçlanan ve alınan borçlarıda yandaşlara peşkeş çekilen projelere harcayarak har vurulup harman savrulan bir ekonomi haline getirilmiştir. İktidara gelirken mücadele edeceği 3Y, (YOKSULLUK, YOLSUZLUK ve YASAKLAR ile mücadele) yok edileceği yere daha da derinleşen sorunlar haline dönüşürken, aksine bunların üzerine YAĞMA ve YOZLAŞMA da eklenerek , nihayetinde 5Y olarak başarısızlıkta dibe vuran bir tarza dönüşmüştür.
Geleceğimizi ipotek altına alan yap-işlet-devret modelleri ile halkımızın vergileri yandaşlaraca yok edilirken , çetelerle iş tutuan devlet yöneticileri sistemi yozlaştırmış, tüm itibar ayaklar altına alınmıştır.TCMB rezervleri eksi 56 milyar dolara gerileterek kasanın içi boşaltıldığı gibi, iktidarı devr alacak yeni yönetime işin içinden uzun süre çıkamayacak bir enkaz kalmıştır.
Türkiye’nin demokratikleşmesi ve modern sosyal demokrat bir devlet haline dönüştürlmesinin tek yolu, AKP iktidarının değişmesinden geçmektedir ve hayati önem taşımaktadır. Artık mızrak çuvala sığmaz olmuştur. Vatandaşlar ne kadar algı yaratılırsa yaratılsın, tam bağımsız demokratik Türkiye talebinden ve cumhuriyet yönetimi altında yaşam isteminden vazgeçmeyecekltir.
Kaptan Gazetesi: Yaklaşan seçimler ile ilgili seçmene mesajınız nedir.
Yaklaşan seçimler cumhuriyetimizn 100. Yılında en büyük demokrasi sınavı olacaktır. Vatandaşlarımız vesayet, tek adam iktidarı,kuralsız ekonomi yönetimi,yandaşları kayıran ,halkın ekonomik durumunu unutup, yoksulluk içinde , borç sarmalında boğulan, parası,emeği ve toplumun tüm ürettiklerinin değersizleştiği bir ülke yerine , demokrasinin ve hukukun tesis edilip,çalışkan yurttaşlarımıza layık, güçlü bir Türkiyeyi tercih edeceklerdir.
Bu yüzden partimizin güçlü ideolojik önderliğinde, bu istemi en güçlü kadrolarla seslendirip, vatandaşlarımızı ikna ederek, iktidara geleceğiz.
Vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunun gerçekleri göreme durumu er geç tecelli dedecektir. Halkımızın çektiği bu sıkıntılardan sonra, ayaklanacak sağ duyusu ile ,Türkiye tekrar çağdaş ve uygar dünya eksenine girerek, talancı ve din taciri iktidarı, tarihin siyaset çöplüğüne yollayacaktır.
Kaptan Gazetesi: Teşekkür ederiz?
Bir yanıt yazın