“Pandemi ilan edilen covid-19 virüs salgını her ülkede değişik şekillerde yönetiliyor”
Kimi corona adını anmayı ülkelerinde yasaklayıp (Türkmenistan) hiçbir şey yokmuş gibi yaklaşırken, kimi de Evde kalın tüm maddi , manevi olanaklarımız sizin emrinizde tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacağız, hiçbir vatandaş, şirket mağdur olmayacak (Kanada,Almanya,Norveç vbg) yaklaşımına kadar değişik şekilde yönetiliyor.
Peki biz ne yapıyoruz?
“Memleketimiz ne halde”
Önce kırmızıya boyanmış dünya haritasında Türkiye bebeyaz renkte ari ırkız biz bize bulaşmaz havasında geçiştirme eğilimine girdiler, çünkü test yapmadılar, teşhis koymadılar. Baktılar olmayacak , dünya sağlık örgütününün pandemi açıklaması ile süreci geçiştirmeyeceklerini anlayıp, haritadaki kırmızı rengimizi ve günlük test, vaka vbg sayıları açıklamaya başladılar ve en önemlisi de vatandaşa biz bir şey ilan edemeyiz , etsek etsek uçak biletlerinden vergiyi indiririz, konut da da kredi oranını yükseltiriz diyerek abuk sabuk bir açıklama yaparak virüs ile mücadele yöntemi açıkladılar. En sonunda da pişkince vatandaş kendi ohalini ilan etsin dediler.
Öyleyse vatandaşlarımızın o haline değil bu haline bakalım.
*İşvereni dükkanı kapatmış, iş yok diye önce yıllık iznine yollamış, çaresiz kalınca işine son vermiş. Ev kira,elektrik su doğalgaz vs faturaları gelmiş, evde mutfak tam takır, devletden yardım yok,yardım edecek belediyeyi devlet engelliyor.İşçi aç suzuz (BU HALDE)
*Emeklinin en düşük maaşı muhalefetin tüm ısrarlarına rağmen 1500 TL ye çıkardın. Emeklinin nesine yetsin.Kirasına mı,yemesine içmesine mi? Günlük işlerde çalışarak ufak tefek bütçesini arttırmaya çalışıp, tencere kaynatmaya çalışacakken o olanağınıda elinden aldık. Emekli bu halde.
*Esnaf dediğimiz,berber,cafe,lokanta işletenlerin kapısına kilit vurulmuş, çalışanları kapının önüne konulmuş.Devletten bir kuruş yardım alamamış, devletten yardım olamadan evde kalarak nasıl yaşayacak. Borçlar , faturalar gelmiş kapıya dayanmış,ilk fırsatta icra takipleri başlayacak.Esnafın halide (BU HALDE)
*KOBİ dediğimiz küçük üreticiler ve hizmet sektörü ise daha da beter durumda. Siparişler iptal edilmiş, piyasaya yazılan çeklerin, alınan banka kredilerinin günü gelmiş. Krediyi erteleyeceğiz diye yapılan yaygaranın ardından, bankadan talep edildiğinde erteleme faizi istenmiş. İstediği her öteleme ve yeni kredi talebine binbir zorluk çakarılmışken, KOBİ sahibi perişan, işletmesinin kapsına kilidi vurmuş , oda (BU HALDE.)
Her geçen gün yayılan salgın karşısında, test sayısının arttırılarak, (TEŞHİS,TECRİT ,TEDAVİ) yöntemini daha sıkı tutması gerekirken, tesbit edilen hastaların %100 karantina alınması gerekli iken, hükümet, hafta sonu için 30 büyükşehir ile Zonguldak’ta sokağa çıkma yasağı ilan etti. Salgınla , göz boyamak için 2 günlük hafta sonu tatilinde sokağa çıkma yasağıyla mücadele edilemez.
Alınacak tedbirler bellidir , Şu an için sokağa çıkma yasağı çözüm değildir. Çözüm, Sağlık kurumları ile çalışması zorunlu üretim ve hizmet alanları dışında tüm sektörlerin mağduruyetini engelleyecek yasaların çıkarılarak, çalışanlara devletinin ücretlerini karşılayacak biçimde izin verilerek tüm, gereksinimlerinin karşılanmasını sağlamaktır.
Ama devlet olarak düşmüşüz, yandaşlara kanal İstanbul’un bir bölümünü maskeli ihaleler ile peşkeş çekmeye, cezaevindeki katilleri, doladırıcıları, soyguncuları, kadına karşı şiddet uygulayanları, kalpazanları,vs vs nasıl serbest bırakırızın derdine. Bunları haberleştirme derdine düşen gazetecileride içeri tıkmaya.
Kısacası vatandaş ve devletimizin durumu o halde değil,( BU HALDE.)
Makina Mühendisi:Yusuf Altınbulak
Bir yanıt yazın